1 Ağustos 2012 Çarşamba

Önsöz :)

Hep bir iyimserlik hali içinde yaşamaya çalışmanın ne kadar saçma olduğunu algılamak için oldukça geç bir yaş seçtiğimi, oldukça geç bir zamanda anladım. Ama inanın bunu daha fazla sürdürebilirdim, üst üste gelen darbeleri göz ardı etmek için yaptığım olumlamalar sayesinde artık bir şizofren olduğuma inanmaya başlamasaydım eğer...

Şu 2012'ye çok ümit yüklemişken, başlamasıyla birlikte hayatımdaki her şey ani bir patlamayla toz bulutları altında kaldı. Üç yıllık ilişkimi sürüye sürüye yürütmeye çalışıp, tüm sorunlara gözlerimi kapayıp, yanlış olduğunu bildiğim halde hala evlenme planları yaparken aa aaa bir de baktım ki, sensiz nefes alamam, sensiz yaşayamam ölürüm bıt, bıt, dıt, dıt diye nameler yapan, yıllarca inanmadığım aşka, sevgiye inanmama sebep olan, tüm doğrularımın yanlış olduğuna beni inandıran, bana tapan sevgilimin "heves ve heyecanın bitmiş" olduğunu bildirdiği bir buluşmayla bütün taşlar gümbürtülü bir şekilde yerine oturdu ve ben bu üç yıllık süre içinde her şeyi ayakta tutabilmek ya da aptallığımdan görmezden geldiğim sorunlar nedeniyle içimde bir şizofren yarattığımı fark ettim...

Tabii ki hayatımda sadece aşkla meşkle alakalı sorunlarım yok. Fitili ateşleyip, dolup taşmamı sağlayan birikimler sırasıyla ayrılık, ev, iş ve yeni flörtlerin getirdiği yeni dibe vuruşlar şeklinde gelişip, bugün bu bloku açmama, içimi dışımı dökmeme, söylemek isteyip söyleyemediklerimi, içimdeki öfke ve kırgınlıkları atmama, kısacası kendime hiç değilse yazarak yardım etmeye çalışmama neden oldu.

Her şey bu niyetle başladı işte... Bakalım ne kadar ulaşabileceğim kendimi iyileştirmek ile ilgili bu emelime :)